Hicipzade Mustafa Efendi ;
İnebolu’nun Evrenye köyünden heybesini sırtlayıp İstanbul’a gelmiş. Önce tahin helvası üretmeye başlamış ve ardından lokum çeşitleri de üretmeye başlayınca Hicipzade’nin ünü saraya kadar gelmiş.
Mustafa Efendinin helvaları padişahın öyle hoşuna gitmişki “ağzıma bayram geldi” demiş. Helvalar ve lokumlar Padişah I.Mahmut Han’ın çok hoşuna gidince ” gelsinde görelim bu İnebolu’luyu”diyerek Hicipzade Mustafa Efendi’yi huzuruna çağırmış ve kendisinden helva istemiş.
Mustafa Efendi şam fıstıklı lokumun yanı sıra bir başka sini içerisine kaymaklı lokum , tahin helvası ve billur kavanoz içerisine renk cümbüşü tarçınlı,vişneli,limonlu,fındıklı,susamlı ve güllü akide şekerlerini padişaha arz edince çıkarılan fermanla “Şekerci Başılığa” ve “Helvacı Başılığa” getirilmiş.
O tarihten günümüze kadar devam eden Hicipoğlu Şekerleme, Hicipzade Mustafa Efendi’den sonra çocuklarına ve torunlarına aile mesleği olarak kalmıştır. Halen dededen kalma yöntemler ile aile mesleğini gelenek haline getirmiş olan ailenin 6. Kuşağı Cemal Turgut Hicipoğlu ve Metin Turgut Hicipoğlu ile her yanı ayrı bir tarih olan ve adeta şekerci müzesi olan Hicipoğlu Şekerleme 260. yılını kutlarken lezzetinden ve geleneklerinden hiç bir şey kaybetmemenin gururu içerisindedir.